25 Temmuz 2025 Cuma Hutbesi Yayımlandı! 'Gazze: İnsanlığın Onur Sınavı' Üzerine Kritik Değerlendirmeler
Cuma hutbesi Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından duyuruldu. 25 Temmuz 2025 tarihindeki hutbenin teması "Gazze: İnsanlığın Onur Sınavı" olarak belirlendi.

Müslümanlar için ruhsal açıdan büyük bir öneme sahip olan Cuma günü, İslam dünyasında sevinç ve derin bir saygı ile karşılanıyor. Her hafta Cuma günü, camilerde bir araya gelen Müslümanlar, Cuma namazını kılmak ve toplumsal birliğin huzurunu yaşamak amacıyla buluşurlar. Bu özellikli gün, aynı zamanda Cuma Hutbesi'nin de dört gözle beklenildiği bir zaman dilimidir.
Diyanet İşleri Başkanlığı, 25 Temmuz 2025 tarihine ait Cuma hutbesinin tam metnini sunmaktadır!
GAZZE: İNSANLIĞIN ŞEREF SINAVI
Kıymetli Müslümanlar!
Hayat rehberimiz olan Kur’an-ı Kerim, hikmet ve derslerle dolu pek çok kıssayı içermektedir. Bunlardan biri de ashâbü’l-uhdûd kıssasıdır. Hutbeme başlarken aktardığım ayetlerde bu zalim topluluk şöyle tasvir edilmektedir: “Kahrolsun, ateş çukurlarını ateşle dolduran ashâbü’l-uhdûd! Allah’a inandıkları için müminlere ağır işkenceler edenler, Aziz ve Hamid olan Allah’a inandıkları için işkenceye maruz bırakıldılar. Ancak Allah her şeye şahittir. Mümin erkekler ve kadınlar üzerinde eziyet eden, fakat sonra tövbe etmeyenlerin başına yakıcı bir cehennem azabı gelecektir.”[1]
Değerli Müminler!
Bugünün ashâbü’l-uhdûd’u Siyonist zalimlerdir. Ahlaksızlıklarıyla gözü dönmüş bu katiller; Gazze’de kadın, çocuk, yaşlı demeden insanlık tarihinin en acımasız katliamını gerçekleştirmektedir. Dünyaya meydan okuyarak, kardeşlerimizi bir lokma ekmeğe ve bir damla suya muhtaç bırakmakta ve ölümle baş başa terketmektedirler. Onları ya teslim olmaya ya da vatanlarından ayrılmaya zorlamaktadırlar. Ancak unutmamak gerekir ki; zalimler ne kadar plan yaparsa yapsın, Allah onların planlarını boşa çıkarandır. İşgalcilerin haritalar çizmesi, sadece Allah’ın takdiri karşısında hiçtir.
Kıymetli Dostlar!
Tarih boyunca müminler çokça zulme maruz kalmıştır. Sayısız peygamber ve onlara inananlar, zalimlerin kuşatmasına uğramış ve azap görmüşlerdir. Günümüzde ise Gazze’de bir avuç mümin, Siyonist zalimlere ve onların arkasındaki kötü güçlere karşı imanla, sabırla ve onurla direnmekteler. Ayet-i kerime bunu açıkça ifade eder: “Nice az topluluk, Allah’ın izniyle pek çok kalabalık topluluğa galip gelmiştir. Allah sabredenlerle beraberdir.”[2] Evet, tarih göstermektedir ki Kâbiller kaybetmiş, Hâbiller kazanmıştır. Nemrutlar kaybetmiş, İbrahimler zafer kazanmıştır. Firavunlar kaybetmiş, Musalar üstün gelmiştir. Ebu Cehiller, Ebu Lehebler iflas etmiş, Hz. Muhammed Mustafa (s.a.s) ve onun ümmeti zafer kazanmıştır. İnşallah, bugün de Gazze’nin kardeşleri kazanacak, zalimler ve onlara destek verenler mutlaka mağlup olacaklardır.
اِنَّ بَطْشَ رَبِّكَ لَشَد۪يدٌۜ
“Şüphesiz Rabbinin yakalaması çok şiddetlidir.”[3] ayeti gereğince, bu zalimler, tıpkı Âd, Semûd, Lût ve diğer helak olmuş kavimler gibi yok edilecektir. Allah’ın, meleklerin, insanların ve tüm varlıkların laneti onların üzerindedir. Rabbimizin vaadi doğrudur:
قُلْ لِلَّذ۪ينَ كَفَرُوا سَتُغْلَبُونَ وَتُحْشَرُونَ اِلٰى جَهَنَّمَۜ وَبِئْسَ الْمِهَادُ
Kâfirlere de ki: Yakında mağlup olacaksınız ve cehenneme sürüleceksiniz. Orası ne kötü bir yerdir!”[4]
Kıymetli Dostlar!
Gazze, günümüzde yalnızca Müslümanlar için değil, bütün insanlık için bir sınav alanıdır. Gazze, insanlığın şeref testidir. Bu nedenle, din, ırk ve ten rengi ne olursa olsun herkesin bu zulme karşı çıkması, dünyayı barış ve huzur dolu bir yer haline getirmek için çaba göstermesi elzemdir. Aksi takdirde, dünyada hiç kimse güvende olmayacaktır. Hutbeme başlarken paylaştığım hadis-i şerifte Peygamber Efendimiz (s.a.s), “İnsanlar zalimin zulmünü görür de ona engel olmazsa, Allah’ın onları genel bir azaba uğratması kaçınılmazdır.”[5] buyurmaktadır.
Kıymetli Müslümanlar!
Aziz milletimiz, tarih boyunca zalimlerin karşısında müstahdem olmayı bir onur olarak bilmiş; nerede bir mazlum, nerede bir gözyaşı varsa oraya şefkat ve yardımını ulaştırmıştır. Bugün de halkımız, Gazze başta olmak üzere tüm dünyadaki mazlumların yaralarını sarmak için bir araya gelmiş, büyük bir birlik ve beraberlik içerisinde gayret sarf etmektedir. Zulmün ve adaletsizliğin had safhaya çıktığı bu karanlık günlerde, bizlere düşen; Cenâb-ı Hakk'ın,
وَاَعِدُّوا لَهُمْ مَا اسْتَطَعْتُمْ مِنْ قُوَّةٍ
“Düşmanlarınıza karşı gücünüz yettiği kadar hazırlık yapın, kuvvet hazırlayın.”[6] ayetini rehber edinecek şekilde, bilim, teknoloji, maddi ve manevi alanlarda daha da güçlü hale gelmektir. Birbirimize kenetlenmek, birlik ve beraberlik içinde olmak, her türlü ayrılıktan uzak durmaktır. Bir an bile bıkmadan, usanmadan, Rabbimizin,
لَا تَقْنَطُوا مِنْ رَحْمَةِ اللّٰهِۜ
“Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin.”[7] emirinden yola çıkarak kardeşlerimize olan desteklerimizi ve dualarımızı artırmaktır. Fakat sadece dua ve yardım yetmez; zalimlerin ekonomisini besleyen ürünleri boykot etmek, imanımızın ve insanlığımızın bir gereği olmalıdır. Zira harcama tercihleri yalnızca ticari değil, vicdani ve ahlaki bir tutumdur. Unutmayalım ki, yeryüzündeki onurlu ve vicdan sahibi insanlar sayesinde zalimler elbet başarısız olacak, inananlar her zaman galip gelecektir.
Kıymetli Müslümanlar!
Son yılların en kurak yaz mevsiminden geçiyoruz. Lütfen! Ormanlık alanlarda ateş yakmaktan kaçınalım; çöp, cam şişe ve benzeri atıkları ormanlara ve yol kenarlarına bırakmayalım. Küçük bir ihmal binlerce dönüm ormanı ve birçok canlıyı yok edebilir. Yangınlarla mücadele ederken kahramanlarımız şehit olmaktadır. Bu vesileyle, iki gün önce orman yangınlarını söndürmek için seferber olup şehadet mertebesine ulaşan kardeşlerimize Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifalar, ailelerine ve aziz milletimize sabır ve baş sağlığı diliyorum. Yüce Rabbim, vatanımızı, milletimizi ve ümmet-i Muhammed’i her türlü bela ve musibetten korusun.
[1] Burûc, 85/4-9.
[2] Bakara, 2/249.
[3] Burûc, 85/12.
[4] Âl-i İmrân, 3/12.
[5] Tirmizî, Tefsîru’l-Kur’ân, 5.
[6] Enfâl, 8/60.
[7] Zümer, 39/53.