Erdoğan'dan Özel'e Destek Mesajı! Ülkesine Sahip Çıkması Övgüye Değer!

Bakanlar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde Beştepe'de bir araya geldi. Toplantı, saat 14.10'da başlayarak toplamda 2 saat 15 dakika sürdü. Görüşmenin ardından açıklamalarda bulunan Erdoğan, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in Eurofighter ile ilgili ifadelerini değerlendirerek, eğer bu doğruysa “muhalefetin yerli üretime yönelik bir adım atmış olması” açısından değerli olduğunu belirtti.

Erdoğan, muhalefetin ülkeyi karalama alışkanlığından vazgeçmesinin kendileri için sevindirici olacağını ifade ederek, “Türkiye partisi olma başarısına ulaşmaları halinde, onları takdir etmekten çekinmeyiz” dedi.

Erdoğan, toplantı sonrası yaptığı açıklamada şunları söyledi:

"Türkiye, birçok alanda son yüzyılın en parlak dönemlerinden birini yaşamaktadır. Biz, bu süreçte gündemimize hakimiyetimizi en üst düzeyde sürdürüyoruz. Kimseden etkilenmeden hedeflerimize doğru adım adım ilerliyoruz. Felaket senaryoları senin ne derse desin, ülkemizin yolu ve kaderi açıktır. Milletimizin desteği ve dualarıyla, yılmadan Türkiye’yi aydınlık bir geleceğe ulaştırma mücadelemizi sürdürüyoruz.

18 Temmuz Cuma günü, MSÜ'de subaylarımızın kurmaylık eğitimlerini başarıyla tamamlayarak mezuniyetlerine katıldık. 241 subayın mezuniyet heyecanına tanıklık ettik. MSÜ çatısı altında inşası tamamlanan 6 yeni camiyi ibadete açtık.

22 Temmuz’da, 17. uluslararası Savunma Sanayii IDEF 2025'in açılış etkinliğine katılmak üzere İstanbul'a gittim. Modern teknolojilerle donatılmış ürünlerin tanıtıldığı IDEF fuarına 103 ülke katılım sağladı. Fuarda 907 yerli ve 584 yabancı firma ürün sergiledi. Ana muhalefet partisi genel başkanının kameralar karşısında dile getirdiği şikayetlere rağmen, kapalı kapılar ardında ülkesine sahip çıkmayı denemesi, muhalefetin yerli üretime yönelmiş olması açısından sembolik bir adım. Kendi ülkesini kötüleme alışkanlığından vazgeçmeleri bizleri mutlu eder. Eğer somut adımlar atarlarsa, teşekkür etme ihtiyacı hissetmeden onları takdir ederiz. Yalnızca Ankara merkezli bir siyaset yapmaları yeterlidir.

Çevremizde artan krizler, çatışmalar ve gerilimler arasında Türkiye olarak barış diplomasisinin altyapısını güçlendiriyoruz. Rusya-Ukrayna Savaşı’nda ilk günden bu yana dengeli ve eşitlikçi bir politika izledik. Savaşın kazananı olmaya çalışan muhalefetin bizi çekmek istediği tuzağa düşmedik. Tahıl koridoru anlaşması, esir takasları ve İstanbul ile Antalya’da gerçekleştirilen müzakereler, barış inancımızın bir sonucudur. İstanbul’da 16 Mayıs’ta yapılan ilk tur müzakerelerin ardından iki taraf arasında esir takası gerçekleşmişti. 2 Haziran’daki ikinci turda ise, 7.060 Ukraynalı askerin naaşına karşılık 997 Rus askerinin cenazesi teslim edilmiş ve toplamda 1.200 kişi esir takası yapılmıştı. Dışişleri Bakanımızın aracılığıyla gerçekleştirilen 23 Temmuz’daki üçüncü tur müzakerelerde en az 1.200 savaş esirinin değişimi kararlaştırıldı. Bu savaşın bir an evvel sona ermesi gerektiğine inanıyoruz. Liderler düzeyinde bir görüşmeye ev sahipliği yapmaya her zaman hazır olduğumuzu vurguluyoruz. Türkiye’nin samimi dileği şudur ki; nasıl müzakere masası İstanbul’da kurulduysa, yakın bir gelecekte barış masası da yine Türkiye’de tesis edilecektir ve bu kanlı savaş sonlanacaktır.

Dört başı mamur bir şekilde rüşvet, irtikap ve yağma düzenlerini deşifre eden polisimiz ve yargı mensuplarımızın hedef haline getirilmesini kabul etmiyoruz.

Bölgemizde barış için faaliyet gösterirken, kendi içimizdeki milli birliği zedeleyen şer odaklarına da kararlılıkla mücadele ediyoruz. Terörsüz Türkiye süreci sadece Cumhur İttifakı'nın değil, tüm milletimizin projesidir. Kimsenin bir endişesi olmasın; bu yol, bizi güçlü bir Türkiye’ye, ekonomisi ve demokrasisiyle ulaştıracaktır. Yolun sonu kardeşliğe çıkmaktadır. Ne umut tacirliği ne de muhalefet gibi sıradan popülizm yapmaktayız. Devlet ciddiyetine uygun bir şekilde, bu yolda dikkatlice ilerlemekteyiz.

Siyaset arenasında pek çok şeyin kazası olabilir, ancak süreci kesintiye uğratmanın affı yoktur. Ne halk ne de tarih bunu affedecek. Ana muhalefet partisi için geçmiş hatalarını telafi etme fırsatı olan bulunmaz bir şanstır. Terörsüz Türkiye süreci, bunun için önemli bir referans noktası olacaktır. Sadece mevcut günümüzü değil, ülkenin geleceğini şekillendirecek bu mücadelede milli sorumluluk bilincinin nihayetinde kazanacağına inanıyorum. Hem iktidarla hem muhalefetle kalıcı bir şekilde çözüm üretmeyi umuyor ve iş birliği çağrılarımızı tekrar ediyoruz.

Doğa dostu 'Yeşil Vatan'ımızı korumak için her türlü önlemi alıyoruz. Tarım ve Orman Bakanlığı, yangın riskine karşı hassas bölgelerde çeşitli çalışmalar yürütüyor. Yeni araç ve ekipmanlarla hava ve kara filomuzu yangınlara hazırlık hâline getiriyoruz. Orman teşkilatımız, 25 bin yangın personeli ve gerektiğinde yardıma koşan 132 bin gönüllü ile sürekli teyakkuz halindedir. Ormanlarımızı, 14 insansız hava aracı ve gözetleme kulelerimizle 7 gün 24 saat boyunca kontrol ediyor ve yangını yalnızca 2 dakika içinde tespit edebiliyoruz. Bu alanda insansız hava aracı kullanan 2 ülkeden biriyiz. Dünyada yalnızca 5 ülkenin sahip olduğu yangın yönetim uçağımız da bunun bizim bu konudaki hassasiyetimizi gösteriyor. Yangına ilk müdahale süresini bu teknolojilerin yardımıyla 45 dakikadan 11 dakikaya indirdik. 2002 yılında 73 ton olan havadan su atma kapasitemiz, 438 tona yükseldi. Tarihimiz boyunca toplamda 4 bin 247 yangınla mücadele ettik. Bunların 3 bin 102’si haziran ayından bu yana meydana geldi. Yangınların yüzde 96'sının insan faktöründen kaynaklandığı görülüyor. Bursa'da çıkan bir yangının sebebinin daha önce FETÖ’den işlem görmüş bir şahıs olduğu düşünülmektedir. Ülkemiz, Akdeniz kuşağındaki birçok ülkeden daha fazla hava aracına sahip fakat iklim değişikliği etkileri giderek artmaktadır. Bu, bir savaş; bir Yeşil Vatan müdafaasıdır. Gereken tüm önlemleri alıyoruz. Ülkenin başına gelen her felaketten siyasi rant çıkarmaya çalışan fırsatçılara rağmen mücadelemizi sürdüreceğiz. Sürekli ülkesini eleştirenlere rağmen bu savaşı devam ettireceğiz.

30 büyükşehirimiz var. Bu büyükşehirler, itfaiye birimlerini en ideal şekilde oluşturarak bu sorunu üstlenecektir. AFAD ile bu süreci en iyi şekilde koordine edeceğiz. AFAD, bu durum için en uygun ve etkili şekilde teşkilatlanacaktır.

ÖZEL NE DEMİŞTİ?

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Türkiye'nin Eurofighter Typhoon alımına onay verilmesi konusunu değerlendirirken "Almanya'nın 19 Mart hadisesinin ardından Eurofighter'ı dondurma kararı almıştı. Ben de, desteğinizin önemli olduğunu belirttim. Eurofighter konusunda sonuç alınması son derece mühim. Normal şartlar altında Erdoğan'dan bize teşekkür telefonu gelmesi gerekirdi. Eğer iktidarda olsaydık, Erdoğan bizim yerimize bu durumu gerçekleştirmiş olsaydı, biz teşekkür ederdik” şeklinde konuşmuştu.