Ağustos 2025 Cuma Hutbesi Konusu Belli Oldu! İşte Tam Metin ve Detaylar

Bu haftaki Cuma hutbesinin konusu ve tamamı belirlendi. 1 Ağustos 2025 Cuma günü camilerde okunacak hutbenin konusu Diyanet İşleri Başkanlığı'nın internet sayfasında yayımlandı. "Hayâ: Allah'ın Emri, Fıtratın Gereği" başlıklı hutbede, hayanın önemi vurgulanacak. 1 Ağustos 2025 Cuma hutbesinin tam metnini incelemek için tıklayın!

Ağustos 2025 Cuma Hutbesi Konusu Belli Oldu! İşte Tam Metin ve Detaylar

1 Ağustos 2025 tarihli Cuma hutbesi Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yayımlandı. Bu haftaki hutbenin teması ‘’Hayâ: Allah’ın Emri, Fıtratın Gereği’’ olarak belirlendi. 81 ildeki camilerde okunacak hutbede, hayânın değerine vurgu yapıldı. İşte, 1 Ağustos 2025 Cuma hutbesinin konusu ve tam metni PDF oku...

HAYÂ: ALLAH’IN EMRİ, FITRATIN GEREĞİ

Kıymetli Müslümanlar!

Bir gün Efendimiz (s.a.s) ashabına, اِسْتَحْيُوا مِنَ اللّٰهِ حَقَّ الْحَيَاءِ “Allah’tan gerektiği gibi hayâ edin!” buyurdu. Ashâb-ı kirâm, “Ey Allah’ın Resulü! Biz Allah’tan hayâ ediyorduk!” dediklerinde, Sevgili Peygamberimiz (s.a.s) onlara şu şekilde uyarıda bulundu: “…Allah’tan gerçekten hayâ etmek, bütün uzuvları her türlü günah ve haramdan korumaktır. Dünyanın geçici zevklerine kapılmamaktır. Ölüm ve hesap gününü asla unutmamaktır.”

Kıymetli Müminler!

Hayâ, yüce dinimiz İslam’ın her erkeğe ve kadına emrettiği köklü bir ahlak anlayışıdır. Hayâ, nefsin aşırılıklarına karşı bir duruş sergilemekte, insanı kötülüklerden koruyan sağlam bir kalkan görevi görmektedir. Hayâ, sadece bir tutum değil, bir yaşam biçimidir. İnsanın özüne ve inancına içkin bir unsurdur. Hutbeme başlarken okuduğum hadis-i şerifte Allah Resulü (s.a.s), اَلْحَيَاءُ شُعْبَةٌ مِنَ الْإِيمَانِ “…Hayâ, imandan bir parçadır.” diyerek, hayânın önemini vurgulamaktadır.

Hayâsızlık ise, ahlak değerlerini çiğneyerek insanın onurunu hiçe sayan bir durumdur. Bu, şeytanın en sinsi kurnazlıklarından biridir. Nitekim Yüce Rabbimiz, “Ey Âdemoğulları! (Mahrem yerlerinizi açmak için) elbiselerinizi çıkararak, ana babanızı cennetten çıkardığı gibi, şeytan da sizi saptırmasın…” buyurmaktadır.

Değerli Müslümanlar!

Üzgün bir şekilde belirtmek gerekir ki, günümüzde mahremiyet hiçe sayılmakta ve çokça ihlal edilmektedir. Modern dünyada, giyim sektörü, modacılar ve bazı medya organları “özgürlük” ve “çağdaşlık” anlayışı ile çıplaklığı teşvik etmekte, örtünmeyi ise değersiz hale getirmektedir. Bu düşünce, insanları, özellikle kadınları ve erkekleri, sade bir varlık olarak görmekten uzaklaştırarak tüm toplumu nesneleştirmektedir. Oysa bir insanın bedenini, özel alanını ve mahremiyetini sergilemesi, aklın ve vicdanın çarpıtılması anlamına gelir. Efendimiz (s.a.s), “Azîz ve Celîl olan Allah Halîm’dir, hayâ sahibidir, ayıp ve kusurları örtendir; hayâyı ve örtünmeyi sever.” buyurmuştur. Bu nedenle, dar elbiseler ve şeffaf giysilerin giyilmesi, hangi şartlarda olursa olsun Allah’ın örtünme emrini çiğnemek, haram bir davranıştır. Allah Resûlü (s.a.s)’nin ifadesiyle, uzuvları belli edecek şekilde giyinenler كَاسِيَاتٌ عَارِيَاتٌ “Giyinik çıplaklardır.” Bu sebeple, çocuklarımıza hayâ ve edebin önemini aşılamak için çaba göstermeli, medeniyetimize uygun giyim tarzını onlara sevdirerek yetiştirmeye gayret edelim. Evlatlarımızın fıtratlarını bozabilecek her türlü yanlıştan korumak için titiz olmalıyız. Bu konudaki dikkatsizlik, ebeveynler için büyük bir yanılgı ve sorumsuzluktur; bedeli ağır olacaktır.

Saygıdeğer Müminler!

Tıbbi bir zorunluluk bulunmadığı sürece, yalnızca beğenilmek ve özenti arzusu ile vücut organlarının şeklini değiştirmek, estetik müdahalelerle fıtratı bozmaya çalışmak, yaratılışa karşı duyarsız kalmak ve şeytanın sinsi oyununa kapılmaktır. Nitekim şeytan, Allah’ın huzurundan kovulduğunda, وَلَاٰمُرَنَّهُمْ فَلَيُغَيِّرُنَّ خَلْقَ اللّٰهِۜ “…Kullarımı Allah’ın yarattığını değiştirmeleri için zorlayacağım…” demiştir. Ayrıca, hangi amaçla olursa olsun dövme yaptırmak, Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in ifadesiyle Allah’ın rahmetinden mahrum kalmak anlamında haramdır. Medyada, sosyal mecralarda, çeşitli görsel ve yazılı içeriklerde dinimizin kabul etmediği elbiselerle yapılan paylaşımlar son derece çirkin ve harama girmektedir. Başlangıçta okuduğum ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyurmaktadır: “Müminler arasında hayâsızlığın yaygınlaşmasını isteyenler için, dünyada ve ahirette can yakıcı bir azap vardır. Allah bilir, siz bilmezsiniz.”

Kıymetli Müslümanlar!

Allah, hayâ ve iffette hem erkeğe hem de kadına aynı sorumlulukları yüklemiştir. Nitekim Yüce Rabbimiz Nûr suresinin otuzuncu ve otuz birinci ayetlerinde şöyle buyurmaktadır: “Mümin erkeklere söyle, gözlerini haramdan sakındırsınlar, iffetlerini korusunlar…” “Mümin kadınlara da söyle, gözlerini haramdan sakındırsınlar, iffetlerini korusunlar. Kendiliğinden görünen yerler dışında ziynetlerini açığa çıkarmasınlar. Başörtülerini yakalarının üzerine salsınlar…” O yüzden, her işimizde olduğu gibi giyim kuşam ve mahremiyet hususunda da kriterimiz, Allah’ın emirleri ve Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in sünneti olmalıdır. Unutmayalım ki bedenin ifşa eden giysiler, vücut hatlarını belirginleştiren elbiseler, tarz veya imaj değildir; Allah’ın emirlerini ihlal etmektedir. Sinema, dizi film ve dijital platformlarda yayınlanan ve çıplaklıkları normalleştiren içerikler, cesaret ve özgürlük değil, aile yapısına bir saldırıdır. Uygunsuz giyimleriyle toplumsal alanlarda ve özellikle kurumsal vasfa sahip mekanlarda bulunmak, en basit ahlaki kurallara dahi meydan okumaktır. Bu, çağdaşlık değil, ilkeliktir. Ahlak ve edep değerlerini göz ardı eden herkes büyük bir sorumluluk yüklenmektedir. Çünkü geleceğimizin iffetini, edebini ve ahlakını korumak, tümümüzün ortak sorumluluğudur.

Hutbemi, Allah Resûlü (s.a.s)’in şu duası ile sonlandırıyorum: اَللَّهُمَّ إِنِّى أَسْأَلُكَ الْهُدَى وَالتُّقَى وَالْعَفَافَ وَالْغِنَى “Allah’ım! Senden hidayet, takva, iffet ve gönül zenginliği talep ediyorum.”