Çin Pazarı Darbe Vurdu: BMW’nin Karı %28 Azaldı! İşte Nedenleri

BMW Group, 2025'in ilk yarısına ait finansal sonuçlarını duyurdu. Şirketin vergi öncesi karı, geçtiğimiz yılın aynı dönemine kıyasla %28.6 düşerek 5.7 milyar Euro'ya geriledi. Bu azalma, Çin pazarındaki talep zayıflığı, artan rekabet ve küresel gümrük tarifelerinin oluşturduğu maliyet baskısından kaynaklandı. Grubun ana kolu olan otomotiv segmentinin kar marjı ise %6.2 seviyesine indi.

Çin Pazarı Darbe Vurdu: BMW’nin Karı %28 Azaldı! İşte Nedenleri

BARAN BEKİ

BİLANÇONUN ARKA PLANINDA: ÇİN VE GÜMRÜK VERGİLERİ

BMW Group tarafından açıklanan 2025 yarıyıl raporu, grubun toplam gelirlerini %8 gerileyerek 67.7 milyar Euro seviyesine düşürdüğünü ortaya koydu. Vergi öncesi kar ise 5.727 milyar Euro olarak kaydedildi. Şirket yetkililerinin belirttiği üzere, bu düşüşün ardında Çin'deki zayıf tüketici harcama eğilimleri, düşük fiyat seviyeleri ve rekabetin yoğunluğu yer alıyordu.

Raporda, özellikle ikinci çeyrekte maliyet artışlarının belirgin hale geldiği vurgulandı. Avrupa Birliği, Çin'den ithal edilen bataryalı elektrikli araçlara yönelik uyguladığı anti-sübvansiyon tarifeleri ve ABD'deki ek gümrük vergileri, otomotiv bölümünün FAVÖK (EBIT) marjını yılın ilk yarısında yaklaşık 1.5 puan aşağı çekti. Sadece ikinci çeyrek için bu etkinin 2 puan kadar olduğu belirtildi. Tüm bu zorluklara karşın, BMW Yönetim Kurulu Başkanı Oliver Zipse liderliğindeki ekip, 2025 yılı hedeflerinin sürdüğünü bildirdi.

bmw-welt-mini-1.png

ELEKTRİKLİ MODELLER VE MINI MARKASINDAN ÜMİT VERİCİ SONUÇLAR

Mali zorluklara rağmen, BMW Group'un elektrikli mobilite stratejisi başarısını sürdürmeye devam ediyor. 2025'in ilk altı ayında grubun toplam elektrikli (BEV ve PHEV) araç teslimatları %18.6 oranında bir artışla 319,031 adede ulaştı. Bu toplamın %26.4'ünü elektrik motorlu araçlar oluşturdu.

Tamamen elektrikli (BEV) model satışları ise %15.7 artış göstererek 220,583 adede yükseldi. Bu rakamla birlikte, satılan her 100 BMW Group aracından 18'den fazlası (%18.3) tam elektrikli modellerden oluştu.

Grubun en dikkat çekici başarısını, yenilenen ürün yelpazesiyle MINI markası elde etti. MINI'nin küresel teslimatları bu yılın ilk yarısında %17.4 artarak 133,838 adede ulaştı. Markanın elektrikli versiyonlarının teslimatlarındaki artış ise dikkat çekici şekilde: tamamen elektrikli MINI teslimatları %361.7 oranında bir artışla 45,942 adede tırmandı. Böylelikle, satılan her üç MINI aracından biri (%34.3) elektrikli statüsüne sahip oldu. Bu başarıda yeni MINI Cooper ve MINI Countryman modelleri belirleyici bir rol oynadı.

bmw-welt-ev-modeller-1.png

BMW MARKA BAZINDA SATIŞ PERFORMANSI: KAZANANLAR VE KAYBEDENLER

Marka bazında incelenen verilere göre, ana marka BMW'nin toplam teslimatları %2.3 oranında hafif bir azalma ile 1,070,960 adet gerçekleşti. Ancak model bazında bazı önemli farklılıklar gözlemlendi:

  • Başarıya Ulaşan Modeller: Yeni BMW 5 Serisi satışları %32.3 artarken, BMW X1/X2 serisi de %19.7 gibi güçlü bir büyüme kaydetti.

  • Düşüş Gören Modeller: Model döngüsünün sona erdiği BMW X3/X4 serisi ve üretimi durdurulan elektrikli iX3 nedeniyle %24.6 bir düşüş yaşadı.

  • Performans Zirvesi: Yüksek performansa sahip BMW M departmanı, 105,962 adetlik satışla tarihin en başarılı ilk yarısını geride bıraktı.

  • Lüks Segmentte İstikrar: Rolls-Royce markası ise 2,796 adetlik teslimatla beklentilere uygun bir performans gösterdi.

bmw-m-modelleri-1.png

2025 YILI SONUNDAKİ BEKLENTİLER VE PİYASA RİSKLERİ

BMW Group, yılın kalan kısmı için hedeflerini teyit etti. Grubun otomotiv segmentindeki FAVÖK (EBIT) marjı hedefinin %5 ile %7 arasında olacağı öngörülüyor. Yeni BMW 5 Serisi, BMW X3 ve güncellenmiş MINI serisi gibi modellerin tam olarak temin edilebilmesi ve pazara çıkacak olan BMW 2 Serisi Gran Coupé gibi yeni ürünlerin, satışlara olumlu katkı sağlaması bekleniyor.

Yine de rapor, bazı olası riskleri de gündeme getiriyor. Çin'deki yüksek rekabet ve fiyat baskısı, ABD-AB arasındaki gümrük tarifelerinin pratikte yaratacağı etkiler, tedarik zincirindeki sorunlar ve döviz dalgalanmaları, yılın ikinci yarısında kar marjları üzerinde olumsuz bir baskı oluşturabilecek temel unsurlar olarak öne çıkıyor.