Gazze'deki Yardım Merkezleri Ölüm Tuzağıydı! Eski ABD Özel Kuvvetler Subayı Anthony Aguilar'dan Şok İtiraf

ABD merkezli Gaza Humanitarian Foundation (GHF) isimli özel yardım derneğinin sahada yer alan güvenlik müteahhitlerinden biri olan Anthony Aguilar, Amerikan halkı üzerinde büyük bir etki bırakan bir röportaj gerçekleştirdi. Democracy Now! programına katılan Aguilar, İsrail'in Gazze'de bulunan yardım dağıtım merkezlerinin aslında "kasten ölüme sürükleyen tuzaklar" olduğunu belirtti.

“Bu yardım noktaları savaş alanı olarak bilerek seçildi. Biz, orada yiyecek dağıtmak yerine açlıktan kıvranan sivil insanlara ateş açıyorduk. Tanık olduğum olaylar, savaş suçuydu.”

“SAVAŞ ALANINA YARDIM MERKEZİ KURMAK SAVAŞ SUÇU OLARAK DEĞERLENDİRİLMELİDİR”

Aguilar’ın anlatımına göre, GHF'nin Kerem Şalom dahil olmak üzere dört farklı yardım dağıtım noktası, İsrail ordusunun aktif operasyonlar gerçekleştirdiği bölgelere yakın bir şekilde konumlandırılmıştı. Yardım noktalarına ulaşım sağlamak üzere kullanılan yollar ve çevreleri, dikenli tel yerine jiletli tellerle çevrelenmişti:

“Sivilleri yönlendirmek için jiletli tel kullanmak, Cenevre Sözleşmesi ile açıkça çelişiyor. Fakat biz bu durumu araştırdık. Bu, yardım değil; planlı bir şiddet eylemiydi.”

“SİVİLLERE GELİŞİGÜZEL ATEŞ AÇILDI VE KULLANILAN MÜHİMMAT ZIRH DELİCİ MERMİLERDİ”

Aguilar, Gazze'de görev yapan ABD'li güvenlik personelinin tümünün otomatik tüfekler ve M855 tipi zırh delici mermilerle donatıldığını ifade etti. Bu tür mühimmatların savaşta zırhlı hedeflere karşı kullanıldığını hatırlatan Aguilar, “Bu mermiler, gıda kuyruğunda bekleyen bir sivilin üzerine neden kullanılıyor?” diye sordu.

“Elimizde 210 tane zırh delici mermi vardı. Karşımızdaki insanlar silahsızdı. Yine de ateş açıldı.”

“GÖRDÜKLERİMİ ANLATAMAM: GAZZE KİYAMET SONRASI BİR YERLE BİR OLDU”

Aguilar, görev süresi boyunca dört ayrı yardım merkeziyi bizzat izlediğini, bunu yalnızca ‘fotoğraf çekmek’ amacıyla değil, günlerce operasyon merkezlerinde bulunarak gerçekleştirdiğini belirtti:

“Tanık olduğummanzarayı sadece bir kelimeyle tanımlayabilirim: Kıyamet sonrası bir yıkım. Biz bu kıyımın bir parçasıyız. Amerika da bu suçların ortağıdır.”

“AMİR ELİMİ ÖPTÜ… VE BİRKAÇ DAKİKA SONRA HAYATINI KAYBETTİ”

Aguilar, yaşadığı bir anıyı anlatırken duygu dolu anlar yaşadığını ifade etti. Yardım dağıtım merkezine gelen genç bir Filistinli olan Amir’in, yardım alabildiği için elini öptüğünü ve birkaç dakika sonra vurularak hayatını kaybettiğini söyledi:

“Amir bana sarıldı, elimi öptü. Mutluydu, sadece yiyecek alabilmişti. Beş dakika sonra yerdeydi. Kimse yardım edemedi. Bu durum organize edilmişti.”

“AMERİKALI PARALI ASKERLER TURİST VİZESİYLE SİLAH TAŞIYOR”

Aguilar, ABD'li özel güvenlik görevlilerinin İsrail'e turist vizesi ile giriş yaptığını ve bu statüyle silah taşıyarak mahvolma riskini artırdığını vurguladı. Bu uygulamanın uluslararası hukukun açık bir ihlali olduğunu ifade etti:

“Biz, İsrail'e turist gibi girdik ama tam otomatik silahlarla Gazze'deydik. Bu durum bir skandaldır.”

“GHF İNSANLARI YEM VEREREK TUZAĞA ÇEKTİ”

Aguilar, yardım dağıtım miktarlarının sahadaki ihtiyacı karşılamadığını belirterek, GHF’nin 92 milyon öğün dağıttığını söylemesinin “aldatıcı” olduğunu ifade etti:

“64 günde 92 milyon öğün verdiklerini iddia ediyorlar. Oysa bu, her üç günde bir öğün yemeğe denk geliyor. Bu yardım değil; halkı aç bırakıp, ardından da kuyrukta hedef almak için yemlemektir.”

GHF İDDİALARI REDDETTİ, AGUILAR YANIT VERDİ: “İŞTEN ÇIKARILMADIM, İSTİFA ETTİM”

GHF, Aguilar’ın ifadelerini “asılsız” ve “gerçek dışı” olarak değerlendirip, onu belgeleri çarpıtmakla suçladı. Ancak Aguilar bu iddialara kararlı bir şekilde karşı çıktı:

“41 gün süreyle görev yaptım; bu süre zarfında iki kez terfi ettim ve iki kez zam aldım. 13 Haziran’da bu ahlaka aykırı operasyonun parçası olamayacağımı belirterek istifa ettim. O günlerde beni geri dönmem için ikna etmeye çalıştılar. Eğer beni işten çıkarmış olsalardı, neden 26 Haziran’a kadar maaşımı ve sigortamı ödesinler?”

“BEN BİR AMERİKALYIM, PARALI ASKER DEĞİL”

Son olarak Aguilar, kendisini “paralı asker” ya da “muhbir” olarak tanımlamadığını, Amerikan değerlerine bağlı bir asker olarak eğitilmiş bir şekilde kamuoyunu bilgilendirmek noktasında sorumluluk hissettiğini vurguladı:

“Ben bir Amerikalıyım. Bu görevi maddi karşılık için kabul etmedim. Ancak gözlerimin önünde yaşananlardan sonra vicdanım bana sessiz kalamaz dedi. Eğer şimdi konuşmazsam, ülkemi insanlıktan yoksun bırakacaklar.”